BRCA 1 / BRCA 2 GENETİK TESTLERİ ve KALITIMSAL YUMURTALIK-MEME KANSERİ SENDROMU
BRCA 1 ve BRCA 2 genleri kontrolsüz hücre çoğalmasını baskılayan (tümör baskılayıcı) genlerdir. Bu genlerdeki mutasyonlar (bozukluklar) sonucunda hücre çoğalması kontrol edilemez ve değişik organlarda kanser riski artar. BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonları, meme ve yumurtalık kanseri gelişimi için en önemli kalıtsal risk faktörleridir. Bu genlerde mutasyon olması, meme-yumurtalık kanseri sendromuna neden olur. Meme kanserlerinin yaklaşık %6’sı, yumurtalık kanserlerinin ise yaklaşık %20’si bu genlerdeki mutasyonlardan kaynaklanmaktadır. Bu genlerdeki mutasyonlar otozomal dominant olarak kalıtılmaktadır (yani mutasyon olan bireyin, bu mutasyonu çocuğuna aktarma riski %50’dir).
Kalıtsal meme-yumurtalık kanseri sendromuna en sık yol açan genetik mutasyon BRCA 1’dir. Genel popülasyonda bir kadının hayat boyu meme kanserine yakalanma riski %12 iken, BRCA 1 veya BRCA 2 geni mutasyonları taşıyan bir kadın için bu risk %40-90 civarındadır. Genel popülasyonda bir kadının hayat boyu yumurtalık kanserine yakalanma riski %1,4 iken, BRCA 1 veya BRCA 2 geni mutasyonları taşıyan bir kadın için bu risk % 20-60 dolaylarına çıkmaktadır. BRCA mutasyonu sonucu oluşan kanserler, genetik olmayan (sporadik) kanserlere oranla daha genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır. BRCA mutasyonu bulunan yumurtalık kanserli hastalarda, kemoterapi yanıtı, bu mutasyonu olmayan hastalara kıyasla daha iyi olmakta ve dolayısıyla tedavi başarıları da daha yüksek olmaktadır.
BRCA 1 ve BRCA 2 GENETİK TESTLERİ KİMLERE YAPILMALIDI ?
- Yumurtalık kanseri veya primer peritoneal kanser tanısı almış olmak (yaştan bağımsız)
- 45 yaş öncesi meme kanseri tanısı almış olmak
- Aile öyküsü ile birlikte 46-50 yaş arasında meme kanseri tanısı almış olmak
- Her iki memede meme kanseri olması veya aynı memede iki veya daha fazla odakta meme kanseri olması
- Birinci derecede akrabalardan (anne, kız kardeş, kız çocuk) birine 50 yaşından önce meme kanseri tanı konulmuşsa;
- Ailede, hem meme hem yumurtalık kanseri olan birinci ve ikinci derece akrabalar varsa;
- Ailede yaştan bağımsız olarak yumurtalık kanseri olan birinci derece akrabalar varsa
- Aile bireylerinden birinde BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonu mevcutsa
- Ailede erkekte meme kanseri öyküsü mevcutsa
- 60 yaş öncesi triple negative meme kanseri tanısı mevcutsa
BRCA ile ilişkili hastalıklar erişkin dönem hastalıkları ile ilişkili olduğu için 18 yaşından küçüklerde test önerilmez. BRCA ile ilişkili kanser saptanan ailelerde, mümkün ise önce kanserden etkilenen bireyin genetik testleri yapılmalı, sonrasında olası test sonucuna göre ailedeki etkilenmemiş, risk altında olduğu düşünülen bireylerin BRCA açısından taramalarına karar verilmelidir.
BRCA1-2 GEN MUTASYONU POZİTİF OLAN HASTALARDA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?
Genetik danışmanlık verilmelidir. Bu testlerin pozitif olması kanser tanısı anlamına GELMEZ. Mutasyonu taşıyan bu kişilerde, bu genler ile ilişkili kanser gelişme riski artmıştır. Ancak bu kişinin kesin kanser olacağı anlamına da GELMEZ. Olguların önemli bir kısmında da kanser gelişmediği hastaya mutlaka belirtilmelidir. Kanser gelişsin veya gelişmesin taşıdığı mutasyonu bir sonraki nesle aktarma riskinin %50 olduğu konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca, mutasyona sahip bireye, ailenin diğer bireylerinin de bu mutasyonu taşıyabileceği konusunda bilgi verilmelidir.
BRCA ile ilişkili kanserler daha genç yaşlarda ortaya çıktığı için taramaya daha erken başlanması önerilmektedir.
Meme kanseri için;
- 18 yaşından itibaren, aylık meme muayenesi (bireyin kendisi tarafından)
- 25 yaşından itibaren yılda 2 kez klinik meme muayenesi
- 25-29 yaşları arasında yılda bir meme MRI
- 30 yaşından sonra ise yıllık mamografi ve meme MRI
- Hastaya risk azaltıcı mastektomi ile ilgili danışmanlık verilmelidir.
Yumurtalık kanseri için;
- Bilinen etkili bir tarama yöntemi mevcut değildir.
- Transvajinal ultrasonografi ve CA-125 testi bu amaçla kullanılmaktadır. Ancak bu yöntemleri kullanarak hastalığın erken saptanabileceğini gösteren kanıt düzeyi yüksek bir bilimsel veri yoktur.
- Bu nedenle BRCA gen mutasyonu saptanan hastalarda, yumurtalık kanseri riskini azalttığı gösterilen tek yaklaşım, risk azaltıcı salpingooferektomi (BSO) cerrahisidir (yumurtalık ve tüplerin cerrahi olarak çıkartılması).
- Ailesini tamamlamış, çocuk istemi olmayan hastalarda laparoskopik olarak yumurtalık ve tüplerin alınması önerilmelidir.
- Mümkün ise 35 yaş öncesinde bu koruyucu cerrahi uygulanmalıdır.
- BRCA 1-2 mutasyonu olan ve risk azaltıcı BSO yapılan hastalarda henüz başlangıç aşamasında olan (occult) fallop tüpü veya yumurtalık kanseri saptanma riski yaklaşık %5-9 arasındadır.
- Çocuk istemi olan 35 yaş altı hastalarda ise ultrasonografi ve CA-125 testi ile yakın takip önerilmeli, hasta olası riskler hakkında bilgilendirilmelidir.
BRCA mutasyonu mevcut olan hastalarda risk azaltıcı BSO ameliyatı, yumurtalık ve fallop tüpü kanseri riski yanında meme kanseri riskini de azaltmaktadır. Bu etki muhtemelen yumurtalıklardan salınan hormonların ortadan kalkması ile olmaktadır. Yapılan koruyucu cerrahi işlemler (iki taraflı mastektomi ve risk azaltıcı BSO) kanser gelişme riskini belirgin olarak azaltsa da hiçbir zaman bu riski tamamen ortadan kaldırmamaktadır.
Doç.Dr.Gökhan BOYRAZ
Kadın Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Uzmanı
Tüm jinekolojik ve onkolojik şikayetleriniz için arayabilirsiniz…
Tel: 0 536 813 7940