Kimyasal Gebelik Nedir?
Kimyasal Gebelik
Kimyasal gebelik yaşayanlar günümüzde oldukça fazladır. Bu durum hamileliğin erken bir evrede, düşük ile sonlanmasını tanımlar. Çok erken aşamada düşük olduğundan, düşük yapıldığı bazen anlaşılmayabilir. Pozitif hamilelik testi dışında rutin belirtiler gözlemlemeyebilir. Kimyasal hamilelik olarak tanımlanan durumun yaşanması ilerleyen hamileliklere bir engel değildir.
Kimyasal hamilelik temel olarak sürecin ilk 5 haftasında yaşanan düşüktür. Embriyo meydana gelmesine, rahme tutunmuş olmasına karşın gelişme durur. Bu yaygın olarak gözlenmemekte olup tüm hamileliklerin yaklaşık 4/1 oranı ilk 20 hafta ardından sonlanır. Düşüklerin ortalama %80 oranı erken dönemde olup; bazı kadınlar hamile olduğunu fark etmeden, teşhis olmadan yapması sebebiyle ne kadar yaygın olduğunu anlamak da güçtür. Geç adet dönemi ile de karıştırılabilmektedir.
Kimyasal gebelik neden olur?
Kimyasal gebelik neden kaynaklanıyor sorusuna pek çok yanıt verilebilir. Bu yanlışlıkla testin olumlu çıktığı veya yalancı gebelikle alakalı bir durum değildir. Fetüs ultrasonda görülmesi ardından sonra meydana gelir. Genellikle sebep genetik ve kromozomal anormallikler olup şu gibi sebepleri de mevcuttur:
- Vücut ağırlığının düşük olması
- Hormonal dengesizlikler
- Rahim içinde uygun implantasyon eksikliği
- Embriyodaki genetik anormallikler
Bunların arasında özellikle genetik unsurlara bağlı gebeliklerin önlenmesi de mümkün değildir. Lakin risk faktörleri içinde kronik rahatsızlıklar tedavi olabilir. Böylece riskin azalması da sağlanabilmektedir.
Kimyasal gebelik belirtileri neler?
Kadınlar için kimyasal gebelik belirtileri nelerdir, büyük bir önem taşıyan konudur. Genel olarak bunların belirtisi net olarak gözlemlenemez. Pek çok kadın bu belirtilerin bilincinde olmayabilir. Bazı hallerde sadece idrar veya kan testi gerçekleştirilerek bunun belirlenmesi mümkün olmayabilir. Bunun dışında hamilelik testi de olmalıdır:
- Düşük BHCG oranları
- Adet döneminin normale göre daha ağrılı ve yoğun olması
- Pozitif hamilelik testine karşın hamileliğin erken belirtilerinin olması
- Pozitif gelen hamilelik testinden birkaç hafta sonra negatif olması
- Normalden 1 hafta sonra menstrüal kanamanın gelmesi
Tüm bunlar kimyasal gebelik belirtileri arasında önem taşımaktadır. Ancak belirttiğimiz gibi kimyasal gebelik sonrası hamilelik tekrar mümkün olabilir.
Kimyasal hamilelik kimlerde görülebilir?
Kimyasal hamilelik genel anlamda hamile kalabilen her kadında görülebilir. Özellikle tüp bebek ile hamile kalan kadınlarda süreç yakından takip edildiği için fark edilmesi mümkün olabilmektedir. Lakin tüp bebek uygulaması yalnızca gebelik için risk unsuru değildir. Risk faktörleri ise aşağıda olduğu şekildedir:
- 35 yaş üzeri olunması
- Stres
- Tiroid bozukluğu
- Aşırı alkol ve uyuşturucu madde kullanımı
- Diyabet veya polikistik over sendromu
- Hormon seviyelerinin yüksek veya düşük olması
- Atipik biçimli rahmin olması
Kimyasal gebelik konusunda bu risk faktörlerinin olması halinde uzmanla görüşmek önerilir.
Kimyasal gebelik nasıl anlaşılır?
Kimyasal hamilelik anlaşılması için bazı yollar varır. Hamilelik testinin olumlu gelmesi ardından tekrar adet kanaması yaşanabilir. Bu halde BGCG seviyesi ölçülmesi için kan testleri uygulanabilir. Hamilelikte embriyo büyümesi için vücut tarafından BGCG hormonu salgılanmakta olup ilerleyen dönemlerde artış göstermelidir.
Lakin kan testinde BHCG hormonu düşüş sergilediği fark ediliyorsa kimyasal gebelik tanısı konulabilir. Hamilelik testinin negatife dönmesi durumunda da kan testine gereksinim duyulmayabilir. Aynı zamanda ultrasonografi de tanı yöntemleri içindedir. Test pozitif ise fetüs ultrasonda da görünmez.
Kimyasal gebelik nasıl tedavi olunur?
Sadece kimyasal gebelik belirtileri değil aynı zamanda tedavisi de merak edilir. Ancak bunun bir tedavisi de yer almaz. Hamileliğin erken dönemlerinde düşük olsa da bazen kadınlar bunu anlamayabilir. Aynı şekilde erken dönemlerde olması sebebiyle vücutta değişiklik de yaşanmaz.
Hamileliğin erken şekilde sonlanması diğer hamilelikler için bir olumsuz etki de bırakmaz. İlerleyen dönemlerde daha sağlıklı bir sürecin yaşanması mümkün olabilir. Ayrıca buna dair teşhis konulunca, sonraki gebelikler için yardımcı yaklaşımlardan faydalanılabilir. Bu süreçte farklı tetkikler kadınlara uygulanabilmektedir.
Kimyasal gebelik ile klinik gebelik arasındaki farklar
Kimyasal gebelik ile klinik gebelik arasında bir takım farklar da mevcuttur. Her ikisinde hamilelik sürecinde vücutta kimyasal ve hormonal değişimlerin yaşandığı görülür. Bunun dışında kimyasalın teşhis edilmesi çok daha zordur. Buna yönelik gerçek olan tek ipucu hCG hormon oranlarının yükselmesi ardından aniden düşme göstermesidir.
Kimyasal gebelikte fetüsü ultrasonda görmek, ilk haftalarda çok daha zordur. Klinik gebelikte ise hCG oranları 8 ile 11. haftalarda maksimum seviyeye ulaşmakta, fetüs ultrasonda görünür hal almaktadır. Kimyasalda embriyonun büyümesi durma gösterdiği için gerçek gebelikten farklılık oluşturur. Hamileliğin kesinliği de kan testi ve ultrason ile doğrulanır. Nadir de olsa bazen embriyo kalp atışları duyulabilir.
Kimyasal gebelikten ileri gelen düşükler erken dönemlerinde olduğu için doğal bir şekilde çözülür. Bu tür gebelikler için bir tedavi yer almaz. Lakin bu tür bir hamilelik, ileride sağlıklı bir hamilelik ve doğumun olmayacağını anlamını taşımaz. Düşük ardından bebek sahibi olmak tekrar denenebilecek olsa da sonraki adet dönemi sonrasına dek beklemek önerilir. Sürekli kimyasal gebelik yaşayanlar bu konuda doktorları ile konuşmalıdır.