MEME KANSERİ TEDAVİSİ ALAN HASTALARDA JİNEKOLOJİK KANSER RİSKİ ARTAR MI?
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Günümüzde her 8 kadından biri meme kanseri tanısı almaktadır. Meme kanseri kadınlarda görülen kanserlerin neredeyse 1/4’ünü oluşturmaktadır. Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte en önemli risk faktörü kalıtımsal (genetik) anomalilerdir. Ailede meme kanseri öyküsü olması meme kanseri riskini artırmaktadır. Anne ya da kardeşte meme kanseri görüldüğünde meme kanseri riski yaklaşık 3 kat artar. rahim kanseri tedavisi istanbul
Meme Kanseri Tedavisi Alan Hastalarda Jinekolojik Kanser Riski Artar mı?
Kadınlarda en sık görülen jinekolojik kanserler, rahim duvarı (endometrium) ve yumurtalık (over) kanseridir. En sık ölüme yol açan ve tedavisi en zor olan jinekolojik kanser ise yumurtalık kanseridir. Meme kanseri ile sık görülen bu jinekolojik kanserler arasıda genetik bir bağ olduğu bilimsel çalışmalar ile ortaya konulmuştur.
Meme Kanseri Tanısı Alan Hastalarda Yumurtalık Kanseri Riski Artabilir?
BRCA 1 ve BRCA 2 genleri kontrolsüz hücre çoğalmasını baskılayan (tümör baskılayıcı) genlerdir. Bu genlerdeki mutasyonlar (bozukluklar) sonucunda hücre çoğalması kontrol edilemez ve değişik organlarda kanser riski artar. BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonları, meme ve yumurtalık kanseri gelişimi için en önemli kalıtsal risk faktörleridir. Bu genlerde mutasyon olması, meme-yumurtalık kanseri sendromuna neden olur. Meme kanserlerinin yaklaşık %6’sı, yumurtalık kanserlerinin ise yaklaşık %20’si bu genlerdeki mutasyonlardan kaynaklanmaktadır. Bu genlerdeki mutasyonlar otozomal dominant olarak kalıtılmaktadır (yani mutasyon olan bireyin, bu mutasyonu çocuğuna aktarma riski %50’dir). BRCA nedir
Kalıtsal meme-yumurtalık kanseri sendromuna en sık yol açan genetik mutasyon BRCA 1’dir. Genel popülasyonda bir kadının hayat boyu meme kanserine yakalanma riski %12 iken, BRCA 1 veya BRCA 2 geni mutasyonları taşıyan bir kadın için bu risk %40-90 civarındadır. Genel popülasyonda bir kadının hayat boyu yumurtalık kanserine yakalanma riski %1,4 iken, BRCA 1 veya BRCA 2 geni mutasyonları taşıyan bir kadın için bu risk % 20-60 dolaylarına çıkmaktadır. BRCA mutasyonu sonucu oluşan kanserler, genetik olmayan (sporadik) kanserlere oranla daha genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır. BRCA mutasyonu bulunan yumurtalık kanserli hastalarda, kemoterapi yanıtı, bu mutasyonu olmayan hastalara kıyasla daha iyi olmakta ve dolayısıyla tedavi başarıları da daha yüksek olmaktadır.
BRCA 1 ve BRCA 2 GENETİK TESTLERİ KİMLERE YAPILMALIDI ?
- Yumurtalık kanseri veya primer peritoneal kanser tanısı almış olmak (yaştan bağımsız)
- 45 yaş öncesi meme kanseri tanısı almış olmak
- Aile öyküsü ile birlikte 46-50 yaş arasında meme kanseri tanısı almış olmak
- Her iki memede meme kanseri olması veya aynı memede iki veya daha fazla odakta meme kanseri olması
- Birinci derecede akrabalardan (anne, kız kardeş, kız çocuk) birine 50 yaşından önce meme kanseri tanı konulmuşsa;
- Ailede, hem meme hem yumurtalık kanseri olan birinci ve ikinci derece akrabalar varsa;
- Ailede yaştan bağımsız olarak yumurtalık kanseri olan birinci derece akrabalar varsa
- Aile bireylerinden birinde BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonu mevcutsa
- Ailede erkekte meme kanseri öyküsü mevcutsa
- 60 yaş öncesi triple negative meme kanseri tanısı mevcutsa
BRCA1-2 GEN MUTASYONU POZİTİF OLAN HASTALARDA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?
Genetik danışmanlık verilmelidir. Bu testlerin pozitif olması kanser tanısı anlamına GELMEZ. Mutasyonu taşıyan bu kişilerde, bu genler ile ilişkili kanser gelişme riski artmıştır. Ancak bu kişinin kesin kanser olacağı anlamına da GELMEZ. Olguların önemli bir kısmında da kanser gelişmediği hastaya mutlaka belirtilmelidir. Kanser gelişsin veya gelişmesin taşıdığı mutasyonu bir sonraki nesle aktarma riskinin %50 olduğu konusunda bilgilendirilmelidir. Ayrıca, mutasyona sahip bireye, ailenin diğer bireylerinin de bu mutasyonu taşıyabileceği konusunda bilgi verilmelidir.
BRCA ile ilişkili kanserler daha genç yaşlarda ortaya çıktığı için taramaya daha erken başlanması önerilmektedir.
Meme kanseri için;
- 18 yaşından itibaren, aylık meme muayenesi (bireyin kendisi tarafından)
- 25 yaşından itibaren yılda 2 kez klinik meme muayenesi
- 25-29 yaşları arasında yılda bir meme MRI
- 30 yaşından sonra ise yıllık mamografi ve meme MRI
- Hastaya risk azaltıcı mastektomi ile ilgili danışmanlık verilmelidir.
Yumurtalık kanseri için;
- Bilinen etkili bir tarama yöntemi mevcut değildir.
- Transvajinal ultrasonografi ve CA-125 testi bu amaçla kullanılmaktadır. Ancak bu yöntemleri kullanarak hastalığın erken saptanabileceğini gösteren kanıt düzeyi yüksek bir bilimsel veri yoktur.
- Bu nedenle BRCA gen mutasyonu saptanan hastalarda, yumurtalık kanseri riskini azalttığı gösterilen tek yaklaşım, risk azaltıcı salpingooferektomi (BSO) cerrahisidir (yumurtalık ve tüplerin cerrahi olarak çıkartılması).
- Ailesini tamamlamış, çocuk istemi olmayan hastalarda laparoskopik olarak yumurtalık ve tüplerin alınması önerilmelidir.
- Mümkün ise 35 yaş öncesinde bu koruyucu cerrahi uygulanmalıdır.
- BRCA 1-2 mutasyonu olan ve risk azaltıcı BSO yapılan hastalarda henüz başlangıç aşamasında olan (occult) fallop tüpü veya yumurtalık kanseri saptanma riski yaklaşık %5-9 arasındadır.
- Çocuk istemi olan 35 yaş altı hastalarda ise ultrasonografi ve CA-125 testi ile yakın takip önerilmeli, hasta olası riskler hakkında bilgilendirilmelidir. brca testi pozitif
BRCA mutasyonu mevcut olan hastalarda risk azaltıcı BSO ameliyatı, yumurtalık ve fallop tüpü kanseri riski yanında meme kanseri riskini de azaltmaktadır. Bu etki muhtemelen yumurtalıklardan salınan hormonların ortadan kalkması ile olmaktadır. Yapılan koruyucu cerrahi işlemler (iki taraflı mastektomi ve risk azaltıcı BSO) kanser gelişme riskini belirgin olarak azaltsa da hiçbir zaman bu riski tamamen ortadan kaldırmamaktadır. BRCA istanbul
Meme Kanseri Tedavisi Alan Hastalarda Rahim Duvarı Kanseri Riski Artabilir
Meme kanseri tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardan biri tamoksifendir. Tamoksifen ilacı özellikle östrojen reseptörü pozitif meme kanserli hastalarda hastalığın tekrarlama riskini azaltmak için 5 yıla kadar kullanılabilir. Tamoksifen, meme kanseri tekrarlama riskini azaltırken, rahim duvarı hücrelerinde çoğalmayı uyararak rahim duvarı kalınlaşması ve rahim duvarı kanserine neden olabilir. Tamoksifen kullanan kadınlarda rahim duvarı (endometrium) kanseri riski yaklaşık 2 kat artar. Bu nedenle tamoksifen kullanan meme kanserli hastaların mutlaka bir jinekolojik kanser cerrahisi uzmanı tarafından düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Düzensiz vajinal kanaması olan veya takiplerde rahim duvarında kalınlaşma saptanan hastalarda rahim duvarından biyopsi yapılmalıdır (endometrial biyopsi). kapalı rahim ameliyatı istanbul
Meme kanseri tanısı alan hastalarımızın artmış jinekolojik kanserler hakkında farkındalığının artması erken tanı için çok önemlidir. Hastalarımızın takiplerinde mutlaka bu konuda tecrübesi olan jinekolojik kanser cerrahisi uzmanlarını tercih etmelerini önerilmektedir. Bazı hastalarımızda ise risk azaltıcı cerrahilere ihtiyaç olmaktadır. Bu durumda laparoskopik (yani kapalı) yöntemle rahim ve yumurtalıkların alınması mümkündür.
Meme kanseri tedavisi sürecinde jinekolojik onkoloji takipleriniz için bize ulaşabilirsiniz..
Doç.Dr.Gökhan BOYRAZ
Avrupa Akredite Jinekolojik Kanser Cerrahisi Uzmanı
Tel: 0 536 813 7940